29 Ağustos 2017 Salı

JESSE JAMES

                                                JESSE JAMES (1847-1882)

       Jesse Woodson James (1847-1882) Amerikalı bir hayduttur. Missouri eyaleti bölgesinde kanunsuz işler gerçekleştirmiş ve Younger çetesinin en ünlü üyesidir. Ölümünden sonra Vahşi Batı'nın efsanevi isimlerinden oldu. Yaptığı soygunlardan sadece kendisi ve çete üyeleri geçimlerini sağlayabilmiştir.







    Jesse james Missouri'de dünyaya geldi. Babası Robert S. james çiftçiydi.Babası Robert james Altına hücum etme sırasında Kaliforniya 'ya gitti ve jesse3 yaşındayken babası orada öldü. Jesse'nin babası öldükten sonra annesi Lindi Viner 2 evlilik yaptı. İç savaş olması nedeniyle Jesse james'in hayatına da yön vermiş oldu.1861'de savaşın ilk muharebelerinden sonra bölgede gerilla faaliyetleri yoğun şekilde arttı. Jesse james'in çetelere katılan kardeşi Frank yüzünden çok zor günler geçirip işkenceler gördü. Fran james'in O zamanda yapılan Kansas katliamına (200 öldürüldü) katıldığı söylenir..












    1863-64 yıllarında  Frank, Quantrill  çetesiyle (William Quantrill kansan katliamını yapan lider ) beraber Teksas'a gitti ve bahara doğru Fletch Taylor'un önderliğinde küçük bir grupla beraber geri döndü. Jesse james 16 yaşındayken gruba katıldı. Çete lideri Fletch ağır yaralanınca Frank ve Jesse james kardeşler Kanlı Bill Anderson'un (bushwacker) grubuna katıldı. Jesse james o yaz göğüsünden ağır bir şekilde yaralandı, ancak Centralia Katliamına katıldığı söylenir. Katliamda 22 silahsız kuzeyli asker öldürüldü.Ölülerin kafa derileri yüzüldü ve uzuvları birbirinden ayırdıkları söylenir (oha). Kuzey birliği haberi alınca orduyla beraber geldiğinde gerilla yani çete Kuzey askerlerini pusuya düşürdü ve teslim bile olanları ağır bir şekilde cezalandırıp öldürdüler. James kardeşler kötü şöhretleri nedeniyle bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. 

Resimdeki Quantrill çetesine aittir knk.







     Jesse james bir çatışmada çok ağır yaralandı ve kzueni Zee Mimms bakıyordu. durumu iyi gidene kadar bide ortamdan dolayı bir müddet Nebraska'da sürgünde kaldı. Jesse james ve Zee 9 yıl geçtikten sonra evlendiler. Clay County Savings Association Banka soygununu 13 Şubat 1866 tarihnde gerçekleşti.Jesse ve kardeşi olan Frank soygunda olup olmadığı bilinmemektedir. Jesse ve kardeşi 1868 yılında Cole Younger ile birleşerek Russellville Kentucky'de bir banka soydular. Jesse James'in ünlü olması ise 1869 yılında Aralık ayında olmuştur. Daha sonra Jesse ve kardeşi Daviess County Bankasını soydular. Jesse james soyduğu bankalar sayesinde eski çetelerin önüne geçerek en tanınmışı oldu. Jesse james'in soygunlarını basan bir gazeteci sayesinde kahramanlık gibi anlaşılmaya başlandı ve Kolluk kuvvetlerin çeteyi yakalamasına mani olmuştur. Ayrıca jesse'nin ünlü olmasına siyasetinde etkisi çok olmuştur. James-Younger çetesini kurmuşlardır. Kurulan bu çete bir çok banka ve posta arabaları soymuşlar dır. Çete artık tren soygunlarına yönelmiştir ve en yüksek meblağ bu soygunlarda gerçekleşmiştir. Tren soygunlarında yolculara dokunmayan ve sadece para kasasını çalan Jesse james hakkında Robin Hood efsaneleri türetilmiştir.











    
    Jesse James güvenebileceği sadece 2 adamı kaldığını düşünüyordu. Robert ve Charley (Ford )kardeşlerdir. Charley Jesse ile daha önce soygunlarda bulunmuştur. Kendisinin daha iyi korumak isteyen Jesse , Ford kardeşlerden onun ailesinin yanında taşınmasını istemiştir. Ama 2 kardeşin Missouri valisi olan Thomas Crittenden ile onun yakalanması için gizlice plan yaptıklarından haberi yoktu. 3 Nisan 1882 de Ford kardeşler ve Jesse soygun için yola çıkmaya hazırlanıyorlardı. Havanın sıcak olması sebebiyle ceketini ve silahını çıkardı Jesse. sonra duvardaki resmin tozlu durduğunu fark edip sandalyenin üzerine çıkarak tozunu almaya başladı. Robert Ford durumdan yararlanarak Jesse'nin büyük babasının silahını alarak Jesse'yi vurdu. Rober Ford yaptıklarını gizlemedi ve valiye telgraf çekerek ödülünü istemişlerdir. Ölüyü görmek için kalabalık artmaya başlandı. Ford kardeşler tebrik beklerken idam ile yargılandılar ve mahkum edildiler. Ancak vali mani olarak serbest bırakıldılar.

   
    Charley Ford 6 Mayıs 1884 tarihinde Richmond Missouri'de intihar etti. Robert Ford ise 8 Haziran 1892 'de Creede Colorado' daki çadır meyhanesinde öldürüldü.Katili Edward Capehart cinayeti Jesse James'in intikamını almak içi öldürdüğünü belirtti.







    Hayatı boyunca Jesse Konfederasyoncular arasında önemli biri olmuştur.Bazı tarihçilere göre Missouri'de Konfederasyonun yükselişini ona bağlar. James bu dönemde Amerika'nın Robin Hood'u imajını kazandı. Şirketlere karşı küçük çiftçinin yanında gösterildi. Robin Hood efsanelerinin aksine soygunlarından çete üyeleri dışında kimse pay almamıştır. Onun için oluşturulan Kahraman Haydut imajı hala yaşamaktadır..

 









25 Ağustos 2017 Cuma

SONBAHAR

                                                                  SONBAHAR

Mevsimlerden sonbahar,aylardan ekim...Zaman şimdi sonbahar üzerinde durdu.Yaşadığım ülkenin en güzel yanı,zaman her mevsime konuyor.Her renge şahit oluyor gözlerim,her koku ciğerlerime ayrı bir nefes...Sonbahar,ahengi edası farklı,yaşayabilene görebilene ne güzel mevsim.Ağaçlar tekrar buluşmak üzere yapraklarına veda ederken kendiyle baş başa kalır...Yaradan,ağaca da hatırlatmak ister gibi kendini,onu yalnız bırakır.Beni çırılçıplak bırakıp sonra yemyeşil giydiren rabbime şükürler olsun demesini ister sanki.Her zaman yeşil yapraklarıyla beraber olsa hatırlar mı acaba onu yaratanı..? Hamt edebilir mi gönlünün ta derinlerinden...Her canlı onu tanıyacaktı elbet,hatırlayacaktı bir şekilde ve hatırlatacaktı kendini en güzel şekilde...Biraz hüzün biraz da neşeyle...Bazen düşünürüm yapraklarını dökmeyen çamı,ardıcı,ladini,serviyi ve diğerlerini...Asi kullara benzetirim onları...İnatla baş kaldırmalarını,yapraklarını ısrarla dökmeyişlerini,sıkıntı,darlık görmemiş ve bu sebepten Rabbi unutmuş kullara ya da inatla yaratanı inkar edenlere benzetirim.Sonra haksızlık ettiğimi düşünürüm,hayat her şeye rağmen devam ediyor diyen bu ağaçlara.Düşüncelerimden dolayı suçlarım kendimi, beynimi ve kalbimi.


  



  



    Biliyorum illa ki rahat durmayacak zaman ve elbet kışın üzerine de konacak.Ama zaman sonbaharı atlamayacak yaşatacak her canlıya,tefekkürle bakan her göze gösterecek Allah'ın kudretini.Ve bağıracak sonbahar,avazı çıktığı kadar,Ey insan! sende benim gibi sararıp solup,öleceksin ve üzerin örtülecek beyaz bir örtüyle.Sonra senin de baharın gelecek elbet, sende dirilecek yeniden yeşereceksin...

    Hep bir zorluk vardır güzel başlangıçları yaşayabilmek için...Doğada,insanda sancısız ulaşamaz istediğine.Anne sıkıntı ve sancıyla doğurup alır kucağına bebeğini.Ağaçlar sonbaharda döktüğü yaprakların ardından ilkbaharda,dallarından sancıyla çıkardığı çiçeklerin meyvelerini kucaklar...Güneş sancılı doğar güzel bir gün için.Ay geceyi aydınlatmak için sancı çeker.Yıldızlar aya eşlik eder.Zahmetsiz Rahmet Olmaz der sanki Yaradan tüm kainata...Ve kainattaki tüm canlılar Yaradanına secde eder kendince.Görebilene ne mutlu.Ve yine kainattaki tüm canlılar onu çağırır durmaksızın kıymete dk.Duyabilene ne ala...Hem duyan hem gören hem de hisseden aşıklara selam olsun...Selam olsun Allah diyen kainattaki her zerreye...

PİGMELER

                                                                        PİGMELER


   Kısa boylu insanları tarif edip anlatmak için en çok kullanılan sözcüklerden biridir Pigme.Kelimenin kökeni Yunanca,bir uzunluk birimi ve dirsekten parmaklara kadar olan mesafeye denk geliyor.Orta Afrika'nın ilk yerleşimcilerinden olan Pigmelerin boyu ise 1,5 metreyi neredeyse aşmıyor. Pigmeleri sınıflandırılırken boylarını baz alıp boy ortalaması 1,5 metreden az olan her sınıfı pigme olarak mı tanımlamalıyız ? Ya da sınıflandırmada, boy faktörünü es geçip kültürel öğelere mi ağırlık vermeliyiz ? diye çok tartışılan konulardandır.









      Afrika'nın ilk sakinlerinden olan Pİgmeler günümüzde kıt'anın çeşitli yerlerine dağılmış durumdalar.Doğu Afrika Pigmeleri, Belçika Kongosu'nun Ituri ormanlarında yaşıyorlar.Orta Pigmeler aynı ülkenin kuzeyindeler. Batı Pigmelerine ise en çok Kamerun ' da rastlanır. Bunların dışında Gabon, Ruanda, Uganda sınırları içinde kalan topraklarda da Pigmeler var. Afrika Pigmelerinin dışında bir de Asya Pigmeleri var, Negritos adıyla biliniyorlar. Negritos ispanyolca ''küçük siyah adam'' demek. Fiziksel özellikleri Afrika Pigmeleriyle bire bir aynı. Buraya nasıl geldikleri, göç yolları hala bir sır ve tartışma konusu. Seylan' da Hint okyanusunda ki adalarda ma-samutra ve Filipinler 'de de Pigmeler yaşamaktadır.Boylarıyla orantılı küçük kulübelerinde yaşayan Pigmeler günümüzde hayatlarını avlanarak ve yabani yiyecekleri toplayarak sürdürüyorlar.










      Başlıca av hayvanları domuz, maymun ,antilop ve ceylanlardan oluşuyor. Özellikle ağaçlara tırmanma konusunda oldukça ustalar. Köpek dışında evcil hayvanları olmayan Pigmeler tarımı da bilmiyorlar. Ergenlik dönemine kadar Pigmelerin gelişimi diğer insanlardan pek farklı değildir. Bazı kaynaklara göre atalarından aldıkları genetik bir miras. başka bir teoriye göre ise yaşadıkları yağmur ormanları ve yeryüzüne ulaşamayan güneş ışınlarıdır, bazılarına göre ise vitamin eksikliğine göredir. bir gerçek şu ki Pigmeler 3000 yıldan fazla bir topluluktur.



     







      Kamerun ormanlarında yaşayan Pigmeler 2044-2009 yılları arasında müslüman oldu. Kabile şefi '' daha önce hiç bir dinden haberimiz olmadığı için İslamiyeti kabul etmek zor gelmedi'' diyor. Pigmeler arasında artık bir köyün olması gurur verici ve hamd edilecek en büyük örneklerdendir. Pigme köyü 30 nufuslu ve 2 cami bulunmaktadır. Camileri yapan ise İHH nın vesilesi ile olmuştur. Müslüman olan köyün ise adı Makure ' dir. İlk müslüman pigme'nin adı ise İbrahim' dir. 











24 Ağustos 2017 Perşembe

Ragnar Lodbrok

                               RAGNAR LODBROK

    Ragnar Lodbrok efsanevi Viking savaşçı ve kral.Kendiyle ilgili bir Saga  olan Ragnar çok tanınan bir Viking kralıdır. Keşifçi ruhu olan Ragnar Fransa ve İngiltere'ye başarılı askeri seferler düzenlemiştir. Zorlu mücadeleler sonucu Danimarka ve İsveç kralı olmuştur. O zamanın vikingleri Odin'den geldiğine inanırlarmış. Ragnar kadınlarda ünlü savaşçı olan Lagertha ve Aslaug ile evlenmiştir. En başarılı olan çocukları Ivar ile Björn'ün üstün başarılarından dolayı Ragnar'ın çocuklarının gölgesinde kalacağı korkusu sarmıştır Sagalarda. Ragnar özellikle Fransa'da nehirleri kullanarak çok geniş çaplı bir bölgeyi yağmalamayı başarmıştır. Hiç beklenmedik cesur seferlere katılmıştır, 9.yüzyılda çok sayıda savaşta galip olmuştur.













  Ragnar lodbrok üstün zekasıyla ve kurnazlığıyla Fransa'ya saldırmakta ün yapmıştır.Hristiyan şehirlerine saldırırken kullandığı en önemli taktik kentteki tüm savaşçıların kilisede ayinde olduğu  pazar günlerini saldırı için seçmiştir( vay zalım). Genellikle yüklü bir kefalet sonrasında kurbanlarını serbest bırakır, aynı yere sürekli saldırarak zenginleri talan ederdi. 





   845 (Paris kuşatması) yılında Ragnar güneye doğru yola çıkar. Yaklaşık 120 gemi ve 5000 Viking savaşçısıyla Sen Nehri'nden başlayarak Karolenj İmparatorluğu'nun Fransa Krallığı içinde ki batı sahillerini yağmalamıştır. Fransa'nın içine girerek  Paris'i ele geçirmişlerdir. Fransa kralı Ragnar'a şehre zarar vermemesi için çok yüklü  Danegeld (vergi) fidye ücreti ödemiştir.










   Ragnar Lodbrok kaynaklara göre İngiltere'de öldüğü konusunda daha ağırlık basmaktadır. Ragnar bir çok rivayet olduğu için Northumbria Kralının eline nasıl düştüğü bilinmemektedir. 865 tarihinde Ragnar'ın oğulları tarafından babalarının intikamını almak için aynı yıl seferler düzenlemişlerdir.









 Yılan çukuru tarihi bir idam yöntemidir.Mahkumlar , engerekler (zehirli yılan) gibi yılanların olduğu çukurlara atılırdı. Ragnar lodbrok 865 yılında savaşı kaybedince Northumbria Kralı 2.Aelle tarafından yılanlı çukura atılarak öldürülmüştür. Ölüm haberini alan oğulları Ivar öncü olmak üzere diğer oğulları İngiltere'ye giderek toprakları yağmaladığı ve kral Aelle'yi esir aldığı söylenmektedir. Blodorn denen viking geleneneğinin işkence tekniği yani Kan Kartalı ' nı uygulayarak feci bir şekilde öldürmüşlerdir.











   Ragnar Lodbrok yılan dolu çukura atıldığında ölüm türküsü söylediği bilinir.

-Odin'in benim için şölen masasını hazırladığını bilmek çok güzel. Yakında kıvrık boynuzlardan şarap içeceğiz. Odin'in Valhalla'sına gelen bir savaşçı şikayet etmez. Onun yanına ağzımda korku sözleriyle girmeyeceğim. Æsir beni karşılayacak. Ölüm yas olmadan gelecek. Ben de gitmek için sabırsızlanıyorum. Disir artık beni eve götür, Odin'in gönderdiği Valkürler. Æsir ile onur duyarak içkimizi yudumlayalım. Ömrümün günleri sona eriyor. Ölürken gülüyorum.
















23 Ağustos 2017 Çarşamba

Koca Yusuf

                                                   KOCA YUSUF-DELİ ORMANLI

    Serbest güreşin efsanevi isimlerinden olan Koca Yusuf 1857 yılında Osmanlı devleti zamanında , bugün ki Bulgaristan sınırlarında yer alan Şumnu Kasabası ' nın Karalar köyünde doğmuştur. Asıl adı Yusuf İsmail 'dir. Babası ile dedesi Yusuf 'un ilk güreş ustalarıdır. ilginç olan Yusuf küçüklüğünde danalarla boğuşmaya başlamasıdır. Hevesli olan Yusuf kispeti (meşin pantolon) ayağına geçirip güreşmeye başladı. Türk güreşinin gelmiş geçmiş en büyük pehlivanı olarak adını duyurmayı başarmıştır .  Avrupa ve ABD ' de yaptığı bütün güreşleri kazandı. 1898 yılında ABD ' den dönerken bindiği vapurun batması sonucu vefat etti. Mezarı ise Atlantik Okyanusu ' nda kaybolmuştur.












    Koca Yusuf 1.88 cm boyunda ve 138 kilo becerisi, gücü ve sporcu ahlakıyla beraber ''KOCA'' lakabınıda almıştı. Lakabı Filozof Rıza Tevfik tarafından verilmiştir. Koca Yusuf çıraklığını Nasçıköyü Kel İsmail pehlivanın yanında yapmıştır. Kırkpınar başpehlivanlığı elinde bulunduran Kel Aliço ile 1885 yılında güreşmiştir. Güreş o kadar uzun sürmüştür ki geceye kadar devam etmiştir. Koca Yusuf 26 yıllık başpehlivanlığı elinde bulunduran ve yaşça Kel Aliço ' dan küçük olan Yusuf pes etmek ister , lakin Kel Aliço başpehlivanlığı ve meydanı Deliormanlı Koca Yusuf'a verir. Devrin meşhur pehlivanlarını alt edip herkese üstün olduğunu kabullendirmiştir. Koca Yusuf   V Murat , Sultan Abdulhamit , Sultan Abdülaziz zamanlarında pek çok güreşe katılmıştır. O zamanın organizatörleri Koca Yusuf'u Avrupa'ya götürmüşlerdir. O zamanın büyük hocalarının fetvası üzerine kendini ve onu temsil edenlerin adını duyurmak amacıyla gitmeini istemeleri üzerine Koca Yusuf Avrupa'ya gitmeye karar verir..













   Koca Yusuf 1894 de Avrupa'ya gitti ve Paris'te  minder güreşinin kurallarını öğrendi. Öğrenim zamanlarında bile dakikasında rakibini yere indirirdi. Fransa'nın en meşhur güreşçilerini kısa sürede yenerek herkesi hayrete düşürmüştür. Dünya şampiyonu diye bilinen Sabes ' i 4 dakikada yenmiştir. Artık seyirciler kısa süren güreşlerden sıkılmış uzatmasını istemişlerdir lakin Koca Yusuf bunu reddetmiştir. Organizatörler güreşlerin uzaması için 2 güreşçiyle Koca Yusuf'la güreştirirler. En iyi güreşçileri Yusuf'un karşısına çıkarırlar 20 dk olan süre içinde dolmadan Koca Yusuf ikisini de yere serer. Avrupalılar müslümanı anca müslüman yenebilir düşüncesi ile Türkiye'den Hergeleci İbrahim'i getirirler. bu güreşte kural değil Türkiye'de olduğu gibi serbest yapılır. O kadar muhteşem güreş olur ki Yusuf rakibi o kadar iyi düğümler ki seyircileri bir korku salar rakibin boğulduğunu sanıp korkuyla bağrışmalar olur yetkililer hemen ayırırlar. Lakin Yusuf ve İbrahim şaşkın halde neden ayırdıklarına anlam vermezler ve iki güreşçide berabere kaldıklarını ilan ederler. Burada serbest güreşi bilmediklerinden dolayı ayırmışlardır.













     Koca Yusuf Fransa'da 3 yıl kalmıştır ve çok sıkılmıştır. Koca Yusuf 1897 yılında ABD'den teklif gelince oraya gider. Orada güreşen Yusuf 33 müsabakada hepsini yener. Şikago'da dünya şampiyonu olan Evan Lewis'i 2 defa üst üste yenmiştir. ABD'de Koca Yusuf'a THE TERRİBLE TÜRK (korkunç Türk ) ünvanını vermişlerdir.bunlara karşılık Koca Yusuf'un karşısına 5 güreşçi çıkarırlar, birincisini yenince diğerleri çıkmaktan vazgeçerler. Bir diğer meşhur güreş ise John F.MC.Cormick ile güreşirler. Koca Yusuf'a 1 saat içinde 3 tuş yapmalarını isterler. Koca Yusuf ise rivayetlere göre 7 dakikada 3 tuş yapar. Yusuf'un diğer bir güreşi ise Rum Yorgi'dir. Birincisi 47 saniye ikincisi ise23 saniyede Koca Yusuf Yorgi'yi yenerek adını dünyaya duyurur. Koca Yusuf son maçını ise Chicago'da lewis ile yapar. Üst üste 2 defa lewis'i yenerek yeniden tarih yazmıştır. Bu başarılarına karşılık A vrupalılar '' Yenilmez Türk '' ünvanını vermişlerdir.













    Koca Yusuf'un Refiye'den Mehmet ve Hüseyin adında 2 oğlu olmuştur. Türkiye'ye dönmek üzere 1898 yılında Fransız Bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile yola çıkan Koca Yusuf 4 temmuz 1898 sabahı bandıralı Cromartyshire şilebiyle çarpışıp batması sonucu tüm yolcu ve mürettebat olmak üzere hepsi boğularak ölmüştür. Koca Yusuf'un Cesedi ise Atlantik Okyanus'unda kaybolmuştur.