11 Aralık 2017 Pazartesi

BAMBU

                                             BAMBU


    Bambu buğdaygiller familyasına ait ve 1200 , bazen birbirlerinden çok farklı görünen bitki türlerinden oluşan bir alt familyayı kapsayan türdür.
Bambu insanların en çok işine yarayan bitkilerden birisidir. Bambu türleri Asya,Güney ve Kuzey Amerika'da ve Afrika'da bulunur. En büyük bambu türleri 80 cm kalınlıkta ve 38 metreye kadar uzarlar. Bazı bambu türleri o kadar çok seyrek çiçek verir ki, bazen her 100 yılda bir ya da daha seyrek olabilir.
bambuseae: ağaç gibi büyüyen, tahta haline gelen bir kabuğa sahip olan kibar ve ince yapraklıdır, ama çok büyüyen çiçekler geliştiren türdür.
olyreae: ot gibi büyüyen,tahta haline gelmeyen ve boyları 1 metreyi geçmeyen bambu türüdür.












 
  Gıda bölümüne değinirsek: Bambular küçük fidanları sebze olarak yenilir ya da sirke içinde turşusu kurulur. Gıda olarak en uygun cinsler Bambusa, Dendrocalamus, Phyllostachys 'dir.
Bazı bambu türleri hafif asitleri vardır ve tatları da acıdır. Bu acı olan türler iyice kaynatılarak yok edilebilir. Japonya'da  bu acı tadı yok etmek için bambu kaynatılırken pirinç unu atılır, ayriyeten de Şili biberiyle de yok ederler.
Birde bambu'nun yenilebilir bazı tohumları ve turşusu vardır.Bazı bambu türleri ilaç olarak kullanılır.Faydaları; saç,tırnak ve kemik için faydası vardır ve en önemli özelliği ise depresyonu hafifletecek derecede faydası vardır(özellikle benim için).

  İnşaat malzemesi ise: Büyük bambu türleri hafif ama dayanıklı olan odunları ile ev yapımı için kullanılabilirler. Eskiden Asya'da özellikle Güneydoğu Asya'da bütün köyler tamamen bambudan inşa edilmiş. Hatta Tayland'ın siam kentinin yarısı bambu sandalların üzerinde suda yüzen evler  yapmışlardır.Bambu ile köprüler yapılıp bambu su borusu olarak kullanılıp kilometrelerce uzunlukta su hatları yaparlarmış.Dayanıklılığı sayesinde Nehir ve Deniz ulaşımında da kullanmışlardır.

 
 
  Kumaş: Tekstil sektöründe de bambulardan yararlanılmaktadır.Bambu antibakteriyel kumaşlar üretilmektedir.
  Bahçe: Çin'lilerin bahçe kültürünün temel bitkisi bambu türleridir.Bahçeyi güzelleştiren bu bir bitki olarak Avrupa'da yayılmaya başlamış ve devam etmektedir. Avrupa'da satılan çoğu cinsler; Fargesie,phyllostachys dir ve bunlar -20 dereceye kadar dayanıklılardır.













  Ev eşyaları için:Bambu ile mobilya ve başka ev eşyaları da yapılır. Sepet,perde,bardak,şapka ve balık tutmak için tuzak vd eşyalar yapılır. Endonezya'da bazı bambu türleri ile tek kullanımlık tencereler yapılır. Tırmanabilen bir bambu türü ile hatta çuvallar ve ceketler yapılır.

 










  Müzik enstrümanları: Çin,Tahiti ve Yava gibi bazı ülkelerde bambudan müzik aletleri yapılır. Bunlar; flüt,davul ve telli enstrümanlardır. 

  Silah türleri :Bambudan mızrak ve ok hortumları yapılır. Vietnam savaş'ında ormanlarda bambudan hazırladıkları tuzaklar Amerikan askerlerin en büyük korkusu olmuştur.Bambu ayrıca Japon samurayların geliştirdiği kendo sporunun temel silahlarından biridir.

  Bambu'nun kültürel anlamı: Bambu Çinlilerde uzun bir ömrün sembolüdür. Hindistan'da ise dostluğun sembolüdür. Filipinler ' de çiftçiler bambu sırıklarını şans getirsin diye tarlalarının etrafına dikerler. Japonya'da dürüstlüğün ve temizliğin sembolüdür.













4 Aralık 2017 Pazartesi

İBN-İ SİNA

                                                                  İBN-İ SİNA

  
   İbn-i Sina Buhara yakınlarındaki Afşana köyünde (Özbekistan) M.S 980 yıllarında dünyaya gelmiştir.Ölümü ise  Hamedan şehrinde (İran) 1037 yılında vefat etmiştir. Tıp ve Felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 e yakın kitap yazmıştır. Batılılarca Orta Çağ Modern biliminin kurucusu, hekimlerin önderi olarak bilinir ve Büyük üstad ismi ile tanınır.(hey maşallah) Tıp alanında yedi asır boyunca temel kaynak eser olarak ''El-Kanun Fi't-Tıb (tıbbın kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiştir ve bu kitap Avrupa Üniversitelerinde 17.asrın ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur. Sadece savaş, medeniyet olarak değil tıp olarak ta dünyaya kendimizi duyurmuş bulunmaktayız.
























  İbn-i Sina Kuşyar isimli bir hekimin yanında tıp eğitimi aldı. Değişik konular üzerine 240'ı günümüze kadar ise 450 ye yakın makalesi vardır. Elimizdeki yazıların 150 tanesi Felsefe, 40 tanesi ise tıp üzerinedir. Eserlerin en ünlüleri Felsefe ve Fen konularını içeren çok geniş bir çalışma olan Kitabü'ş-şifa (iyileşme kitabı) ve El-Kanun Fi't-Tıb (tıbbın kanunu)' dır. Bu iki eser Orta çağ Üniversitelerinde okutulmuştur. Hatta bu eser Montpellier (Fransa) ve Louvain (Belçika) 'de 1650 yılına kadar ders kitabı olmuştur. 














 
    İbn-i Sina babasından, ünlü bilgin Natili (mantık bilgisi) ve İsmail Zahit 'ten ders almıştır. Geometri (özellikle Öklid geometrisi) ,mantık,fıkıh,sarf,nahiv,tıp ve doğa bilimi üstüne çalışmalar yapmıştır. Farabi 'nin El-İbane's aracığı ile Aristotales felsefesini ve metafiziğini öğrenip , hastalanan Buhara prensini iyileştirdikten sonra Saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuşmuştur. Babası ölünce ,Cür-can 'da Şirazlı Ebu Muhammed 'ten destek gördü(tıp kanununu Cürcan'da yazmıştır). Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının ve Anadolu doğacıların  yapıtlarınıda incelemiştir. Burada  öğrenmemiz gereken ham madde ilimin ne kadar sonsuz olduğunu, insanoğlunun her şeyi başarabileceğini, eski yıllarda kıt kaynak ile neler başardıklarını ve şuana kadar onların bilginlikleri sayesinde neleri aştığımızın bir göstergesidir.
















    İbn-i Sina yaşadığı dönem İslam'ın Altın Çağı olarak bilinen ve Yunanca, Farsça ve Hintçe'den eserlerin çevirilerinin yapılıp yoğun bir şekilde incelendiği dönemde önemli çalışmalar ve yapıtlar gerçekleştirdi. Horasan ve Orta çağ'daki Samani Hanedanı ve Batı İran ve Irak topraklarındaki Büveyhiler bilimsel ve kültürel ilerlemeye çok uygun bir ortam hazırlamışlardı. Bu ortamda Kuran ve Hadis çalışmaları çok ilerlemişti. Felsefe, Fıkıh ve Kelam çalışmaları İbn-i Sina ve çağdaşlarınca oldukça geliştirilmişti. Razı ve Farabi tıp ve felsefe alanında yenilikler sağlamışlardı. İbn-i Sina Belh, Hamedan, Horasani Rey ve İsfahan ' daki muhteşem kütüphanelerden yararlanma olanağı elde etmişti. İbn-i Sina 14 yaşında öğretmenlerini geçerek, 19 yaşında doktor unvanı elde edip ve ücretsiz hastalarını tedavi etmeye başlamıştı.


   İbn-i Sina kalan 10 ve 12 yılını Ebu Cafer 'in yanında hizmete geçti. Burada Doktor, bilim danışmanı olarak çalıştı ve hatta savaşlara bile katıldı. Bu yıllarda edebiyat ve filoloji çalışmaya başlamıştır. Bir Hamedan seferi sırasında şiddetli bir Kolit hastalığına yakalandı. 1037 yılında Ramazan ayında 57 yaşında vefat etti. Kabri Hamedan' dadır.



















ESERLERİ; 

*El kanun Fi't-tıb

*Ktabü'l Necat

*Risale fi-İlmi'l-Ahmak

*İşarat ve'l-Tembihat

*Kitabü'ş -Şifa


kaynak: The New Medicineibnsinaavicenna. com. Encyclopaedia Iranica