26 Ocak 2018 Cuma

Muhyiddin İbnü'l-Arabî

                                               MUHYİDDİN İBNÜ'L-ARABİ


   Muhyiddin İbnü'l- d. 28 Temmuz 1165 - ö. 10 Kasım 1240) ya da tam adıyla Muhyiddin Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabî et-Tâî el-Hâtimî ünlü İslam düşünürü,Mutasavvıf, Yazar ve Şairdir.[1] Şeyhü'l Ekber unvanı ile de bilinir.


*Hayatı ;
   Muhyiddin İbn-i Arabi,muhyiddin döneminde, 27 Ramazan 560’da (hicri) Mursiye (murcia), Endülüs 'te (bugünkü İspanya reis) doğdu. Bilinmeyen bir sebeple 8 yaşında ailesiyle birlikte İşbiliye’ye (bugünkü Sevilla) geldi (muhtemelen babasının memuriyeti nedeniyle). Ailesi Arap Tayy kabilesine mensuptu. Yakın cedleri hakkında fazla bir şey bilinmiyorsa da, anne ve baba tarafından nüfuz ve itibar sahibi kimseler olduğu anlaşılıyor. Akrabaları arasında tasavvufi bilgilere sahip kimseler vardı.İlk tahsilini bu şehirde yaptı, uzun bir süre burada kaldı. Çocuk yaşlarında 'Ahmed İbnu’l-Esirî' adında genç bir Sufi ile arkadaş oldu. Hakkındaki kayıtlara göre İbnu'l-Arabî, bu tahsil sırasında bir aralık Halvet'e çekilen İbnu'l-Arabi, halvetinden keşif yoluyla edindiği çeşitli bilgilerle çıkmıştır.Endülüs'te bir süre daha kaldıktan sonra, seyahate çıktı. Şam, Bağdad ve Mekke'ye giderek orada bulunan tanınmış alim ve şeyhlerle görüştü. 1182'de ibn-i Rüşd ile görüştü. Bu görüşmeyi eserinde anlatır. Bu İbn-i Rüşd’ün bilgi'nin akıl yolu'yla elde edileceğini söylemesiyle meşhur olduğu yıllardır. 17 yaşındaki genç Muhyiddin gerçek bilgi'nin sadece aklımızdan gelmediğine, böyle bir bilginin daha çok ilham ve keşif yoluyla elde edilebileceğine inanmıştı.



















Bu senelerde Şekkaz isminde bir Şeyh'le tanıştı. Bu zat küçük yaşlardan itibaren ibadete başlayan, Allah korkusu taşıyan, hayatında bir kerecik olsun ‘ben’ dememiş olan ve uzun uzun secde eden bir kimsedir. Muhyiddin o ölene kadar onunla sohbete devam etti.1182-1183'de işbiliyye’ye bağlı Haniyye’de 'Lahmî' isimli bir şeyhden, bu zatın adını taşıyan bir mescidde Kur’an-ı Kerim dersi aldı.1184-1185'de 'Ureynî' isimli bir şeyh’le tanıştı. Eserlerinde Ondan ilk hocam diye bahseder, çok faydalandığını söyler. 'Ureynî', Ubudiyet [kulluk] meselesinde derin bir bilgiye sahipti. Bu yıllar'da 'Martili' adlı bir şeyhten de istifade etti. Ureynî O’na:’Sadece Allah’a bak’ derken Martilî‘Sadece Nefsine bak, nefsin hususunda dikkatli ol, ona uyma’ diye öğüt vermişti. Martilî’ye bu zıt önerilerin içyüzünü sordu. Bu zat, kendi nasihatinin doğruluğunda ısrar edecek yerde, ‘Oğlum, 'Ureynî'’nin gösterdiği yol, doğru yolun ta kendisidir. Ona uyman lazım. Biz ikimiz de, kendi halimizin gerekli kıldığı yolu sana göstermişizdir’ dedi.















İbni Rüşd


Bu yıllarda İşbiliyye’de Kordovalı Fatma adında yaşlı bir kadına (tanıştıklarında 96 yaşındadır) 14 sene hizmet etti. Bu kadın, erkek ve kadınlar arasında müttaki ve mütevekkile olarak temayüz etmişti. Çok iyi bir kimseyle evliydi. Yüzünün İbn Arabi'nin bakmaktan utanacağı kadar güzel olduğu söylenir.1189'da Ebu Abdullah Muhammed eş-Şerefi adında biriyle tanıştı. Kendisi doğu İşbiliyye’li olup, Hatve ehlindendi. Beş vakit namazını Addis Camii'nde kılan bu zatın ibadete aşırı düşkünlüğünden namaz kılmaktan ayaklarının şiştiği söylenir.Arabi, İşbiliyye’deyken (1190) hastalanıp okuma kabiliyyet'ini kaybetti. İki yıl bu halde kaldıktan sonra 589'da (Hicri) Sebte Şehri'ne giderek orada ahlak makamına erdiğini söylediği İbnu-Cübeyr ile tanıştı. Bir süre sonra İşbiliyye’ye döndü. Aynı yıl Tlemsen’e geldi. Burada Ebu Medyen (ö.594)[1] hakkında gördüğü bir rüyayı anlatacaktır.1196'da Fas’a gitti. Orada yaptığı Seyahatler sırasında büyük şöhret kazandı. 1198'de tekrar Endülüs’e geçti. Gırnata Şehri dolaylarındaki Bağa kasabasında Şekkaz isimli bir şeyhi ziyaret etti. Onun Tasavvuf yolu'nda karşılaştığı en yüce kimse olduğunu söyler. 1199-1200'de İlk defa Hac için Mekke’ye gitti. Orada [el-Kassar] (Yunus ibnu Ebi’l-Hüseyin el-Haşimi el-Abbasi el-Kassar) isimli bir şahıs'la sohbet etti. Hac’dan sonra Mağrib’de, oradan da Ebu Medyen’in şehri olan Becaye'de bulundu. Bir süre sonra tekrar Mekke’ye geldi ve "Ruhu’l-Kuds", "Tacu'r-Rasul" adlı eserlerini yazdı.1204'de Medine, Musul, Bağdad'da bulundu. Musul'da, "et-Tenezzülatu'l-Musuliyye"yi yazdı. Musul’dan ayrıldıktan sonra Konya’ya geldi. Orada tanıştığı Sadreddin Konevi’nin dul annesi ile evlendi. Konya’da iken "Risaletü’l-Envar"ı yazdı. Selçuk Meliki tarafından hürmet ve ikram gördü. 













Sonra Mısır’a geçti. Orada Futuhat-ı Mekkiye'deki sözlerinden ötürü Mısır uleması tarafından hakkında verilen idam fetvasıyla yüz yüze gelince gizlice oradan kaçtı. Tekrar Mekke’ye geldi ve burada bir süre kaldı. Bağdad ve Halep’de bir süre dolaştıktan sonra 612/1215 de tekrar Konya’ya geldi. 617 de Şam’a yerleşti. Zaman zaman civar şehirlere seyahatler yaptı.Şam'da kendisinin Fütuhat'tan sonra en büyük eseri olarak kabul edilen Fusus'u kaleme aldı (627/1230). İbn Arabi bu eseri rüyası sında Peygamber'den ümmetine aktarmak üzere aldığını belirtir. 638 de 22 R.Evvel’de (1239) Şam'da öldü. Kabri Şam şehri dışında Kasiyun Dağı eteğindedir. 1516 yılında 1. Selim Şam’ı Osmanlı toprağı yaptığında oraya türbe, camii ve imaret inşa ettirdi. Medfun bulunduğu türbenin kubbesinde -İbn Arabi'nin kendisine ait olduğu iddia edilen- 'bütün yüzyıllar yetiştirdikleri büyük insanlarla tanınır, benden sonraki yüzyıllar benimle anılacak' mealindeki bir beyit yazılıdır.

   *ESERLERİ;
*   Fütûhat-ı Mekkiyye fi Esrâri'l-Mahkiyye ve'l MülkiyeFusûsu'l-Hikem, (Türkçe’ye çevrildi
*   Kitabu'l-İsra ilâ Makâmi'l-Esrâ,
*   Muhadaratü'l-Ebrâr ve Müsameretü'l-Ahyâr,
*   Kelamu'l-Abâdile,
*   Tacu'r-Resail ve Minhacu'l-Vesâil,
*   Mevaqiu'n-Nucûm ve Metali' Ehilletü'l-Esrar ve'l-Ulûm,
*   Ruhu'l-Quds fi Münasahati'n-Nefs,
*   et-Tenezzülatü'l-Mevsiliyye fi Esrari't-Taharat ve's-Salavat,
*   Kitabu'l-Esfar,
*   el-İsfar an Netaici'l-Esfar,
*   Divan,
*   Tercemanu'l-Eşvak,
*   Kitabu Hidayeti'l-Abdal,
*   Kitabu Taci't-Terâcim fi İşarati'l-İlm ve Lataifi'l-Fehm,
*   Kitabu'ş-Şevâhid,
*   Kitabu İşarati'l-Qur'an fi Âlaimi'l-İnsan,
*   Kitabu'l-Ba',
 Nisabü'l-Hiraq,
 Fazlu Şehâdeti't-Tevhîd ve Vasfu Tevhîdi'l-Mükinîn,
 Cevâbü's-Sual,
*  Kitabu'l-Celal ve hüve Kitabu'l-Ezel,
Kitâbu'l-Cem ve't-Tafsîl fî Esrâri'l-Ma'ânî ve't-Tenzîl, eş-Şeceretü'n-Nu'mâniyye



KAYNAK:
*         Molla Cami, Nefahat'ül Üns
*         İbn Arabi, Fütuhat-ı Mekkiyye ve Füsus'ül Hikem
*         İbn Arabi-Prof.Dr. Süleyman Uludağ-Diyanet Vakfı Yayınları
*         İbn Arabi'nin Menkıbeleri, Ebu'l-Hasen'Ali b. İbrahim el-Kari', İz Yayıncılık
*         İcazetname: İbn Arabi'nin kendi kaleminden icazet aldığı hocaların ve yazdığı eserlerin listesi   
*    Wikipedia-İbn  Arabi


















































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder