1 Mayıs 2017 Pazartesi

ÖZGÜRLÜĞÜN ANAHTARI

                                                          ÖZGÜRLÜĞÜN ANAHTARI

  Ölüm,meçhule giden bir yol belki,belki de hakiki uyanış...Tüm yaşananlar rüya dan mı ibaret yani ;nasıl olur halbuki nasıl da hırslandık,kaybettiklerimize ne çok üzüldük kazandıklarımıza ne kadar da sevindik,ne çok planlar yaptık öyle,gelecekle ilgili ne hayaller kurduk,hiç umursamadan kalp kırdık,dövdük sövdük,hiç sorgulamadan ne kadar da kolay yargıladık,dünya yaratıldığından beridir Habil ile Kabil den başlayan savaş hiç bitmedi,birbirimizi hiç acımadan yok ettik..

   Peki ne için bunlar ne uğruna? Bir avuç toprağa gireceğini bilen yaratılmış bütün insanlarda ki bu kavga niye? Peki insanın kendiyle alıp veremediği nedir? Niçin sınırlarını bu kadar zorlar.Niçin olanla mutlu olmaz da hep daha fazlasını ister? Ölümü unuttuğundan mıdır acaba? Nedir bizi daha fazlasına iten, bu nasıl bir aç gözlülük.Ölüm var!! kainattaki her canlının tadacağı kimsenin inkar edemeyeceği ve kaçınamayacağı kesin bir gerçek...

   Derin bir uykudayız dünyada,ölümle ilk uyanış,diriltilince ikinci uyanışımız gerçekleşecek.Peki rüya gibi kısacık ömrümüzde bu saydıklarım ne kadar da değersizleşti dimi? Hırs,para,mal,başarı,savaş,hasret ne oldu bu duygulara ölümünle toprağa mı karıştı? Seni terk edeceğini kesin olarak bildiğin bu şeylere bu kadar bağlanmak niye? İstiyoruz,çünkü isteme duygusuyla yaratıldık ne kadar gerçekte olsa ölüm,yaşam ilk gerçeğimiz olduğundan erteliyoruz hakiki gerçeği...

 










   Ölüm, karanlık bir kuyu gibi,bazen sonsuzluğa giden bir yol,bazen sonunu göremediğimiz bir okyanus gibi gelir bana.Aslında ölüm özgürlüğün anahtarı,dünya kafesinden çıkıp uçmaya başladığımız zaman...İçimizden geçen her şeyi yapamadığımız,dilimize gelenleri sözcüklere vuramadığımız ama yaşıyoruz işte dediğimiz dünyadan kaçış bileti ölüm...Ölüm sonsuzluğa yolculuk ebediyeti kavrayamayan beynimizi ebedi bir yolculuğa çıkaracak bir binek...

   Ölüm dünyadayken ziyanda olmayanların mutluluk bileti,vuslatın bitimi sevgiliye kavuşma vaktinin geldiği anın habercisi...Kainatı ve kendisini yaratanı merak edenlerin cevap anahtarı...Çoğu insanın korkulu rüyası kiminin ise hasretle beklediği...,mevsimlerin döndüğünü görüyorsa gözlerin,yaprakların döküldüğüne beyaz örtünün her yeri kapladığına şahit oluyorsan ölümünde sana sonbaharı getirecek ardından kışı...ve ilk bahar yeniden diriliş...Nasıl bir döngüdür Ya Rab tüm kainatı insanda mı topladın? İnsana bu kadar mı değer verdin ? Kainattaki her şeyi hizmetine verdin.Tek isteğin ölümü hatırlayıp sana döneceklerini idrak etmeleri miydi?

  Nasıl yaşadıysan  öyle beklemelisin ölümü.Yaratıcıdan isteğim şudur ki öyle bir hayat yaşamayı nasip etsin ki ölüm geldiğinde,ölüme şöyle sesleneyim;Ölüm hoş geldin sefa getirdin eli boş geldin eli dolu gideceksin sen görevini yapmanın mutluluğunu yaşarken ben özgürlük yolunda ki ilk adımımı atacağım...
 








Ve ölüm en güzel anlatan dizelerle bitirelim;

Hakka kavuştuğum gün tabutum yürüyünce
Şu dünyanın dertleri ile dertleniyorum sanma.
Bana ağlama,yazık yazık deme.
Cenazemi görünce ayrılık,ayrılık diye feryat etme.
Gün batımını gördün ya gün doğumunu da seyret.
Hangi tohum yere atıldı da çıkmadı.
İnsan tohumu hakkında niye yanlış bir zanna düşüyorsun...
                                                             Mevlana Celaleddin Rumi r.a

                                                                                                                   N.T



















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder